Erken ve geç dönem kanserli dokuları fark edebilme özelliği sayesinde tarama amaçlı kullanılan temel radyolojik yöntemdir. X ışını kullanılarak memenin görüntüsü alınır. Kansere bağlı kitleler kendine has görüntü özellikleri ile iyi huylu kitlelerden ayrılmaktadır. Meme dokusu ve kanserleşmiş kitleler x-ışınlarında beyaz renkte, yağ dokusu ise siyah renkte görüntü vermektedir. Bu yüzden memenin yoğun olduğu , yağ dokusunun az olduğu özellikle genç bireylerde kitleler meme dokusundan ayırt edilemeyebilir. Aynı zamanda meme dokusu yağ dokusundan daha fazla radyasyon tutmaktadır. Az da olsa radyasyon içeren mamografi tetkiki bu iki sebepten dolayı genç yaşta tarama amaçlı önerilmemektdir.
Meme dokusu zamanla azalırken yerini yağ dokusu almaktadır. Kanser hastalığının genellikle 40 yaş üstü görülmesi ve meme dokusunun bu yaşlarda yeterli düzeyde azalarak yağ dokusunun artması nedeni ile mamografi tarama programı 40 yaştan itibaren başlamaktadır. Meme yoğunluğuna göre çekilme sıklığı belirlenmelidir. Hastaların en büyük endişelerinden biri olan alınan radyasyon miktarı esasen çok düşük bir dozdur. Özelikle yeni teknoloji cihazların kullanımı ile birlikte bu miktar daha da azalmıştır. Mamografiden alınan radyasyona bağlı dünya genelinde gelişen bir kanser yada yan etki bildirilmemiştir.
Aile öyküsü olmayan bireylerde 40 yaşından itibaren çekilmelidir. Çekim, meme dokusunun en az hassas olduğu zamanda yapılmalıdır. Bu nedenle özellikle meme dokusunda aşırı hassasiyet olan kadınlarda adet bitiminin olduğu haftada çekim yapılması önerilmektedir. Ancak hiçbir hassasiyeti olmayan kadınlarda herhangi bir günde çekilm yapılmasının görüntü üzerine bir etkisi yoktur.
Adet gören kişiilerde adet bitimini takip eden hafta çekim için en uygun zamandır. Mamografi, işlem öncesi herhangi bir hazırlık gerektirmemektedir. Bununla birlikte filmi etkileyebileceğinden, deodorant, pudra, vücut losyonu gibi kozmetik ürünlerin işlem öncesi kullanılmaması gerekmektedir.
Memenin yoğunluğu memenin dış görüntüsünü tarif etmez, yani içteki doku için kullanılan bir terimdir. Meme dokusu yaşla beraber ve emzirme süreci ile beraber azalır, yerine yağ dokusu geçer. Meme dokusu serttir, daha ağrılıdır, x ışınlarına karşı geçirgenliği azdır, yani mamografilerde beyaz bir görüntü oluştururken yağ dokusu siyah görünür. Peki bunun karşılığı nedir, ne anlamamız lazım ? Kötü kitleler de serttir, mamografilerde beyaz görünür. Dolayısı ile yoğun bir memede gelişen kötü huylu kitleler ele gelmeyebilir, fark edilmeyebilir. Ayrıca mamografi gibi bir tanı aracı körleşeceğinden kitlelerin saptanması zorlaşabilir. Bu meme yapısını sahip hastalarda kanser daha sık görülür demiyoruz. Ancak en büyük sorun erken tanı ihtimalinin azalmasıdır diyebiliriz. MR yöntemi, sık ve yakın takip ile bu olasılık en aza indirmeye çalışılır.
İmplantlar mamografiye engel bir durum değildir. Sıkıştırılma işleminin implanta zarar verici bir etkisi yoktur. Ancak, silikon implantı bulunan kadınların mamografi çekimi öncesinde çekimi yapacak teknisyene bilgi vermesi gerekmektedir. Bununla birlikte silikonu olan kadınlara mamografiyle birlikte meme ultrasonografi yapılması da önerilmektedir.
Mamografi, meme dokusunun iki projeksiyonda iki plaka arasında birkaç saniye sıkıştırılmasıyla yapılır. Sıkıştırma düzeyi bir çok sistemde otomatik olarak belirli bir seviyede gerçekleştirilir. Bu sayede meme dokusu inceltilerek daha az radyasyon alması sağlanır. İşlem esnasında eğer kontrastlı mammografi çekimi yapılmıyorsa herhangi bir ilaç kullanılmamaktadır.
Mamografi meme dokusunun iki projeksiyonda iki plaka arasında birkaç saniye sıkıştırılmasıyla yapılır. Sıkıştırma düzeyi bir çok sistemde otomatik olarak belirli bir seviyede gerçekleştirilir. İşlem temelde ağrısız bir yöntem olup kişinin ağrı eşiğine göre de ağrı hissi değişebilmektedir. Yeni jenerasyon dijital mamografi ve özellikle tomosentez özelliği olan mamografi cihazlarında daha az ağrı duyulduğu ifade edilmektedir.
Mamografi, X ışını ile elde olunan ve iyonizan radyasyon içeren bir görüntüleme tekniğidir. Alınan radyasyon miktarı esasen çok düşük bir dozdur. Özelikle yeni teknoloji kullanılan dijital mammografi sistemlerinde kaset film kombinasyonu yerine dijital dedektörler kullanıldığından ışın dozu daha da düşüktür. Mamografiden alınan radyasyona bağlı dünya genelinde gelişen bir kanser yada yan etki bildirilmemiştir.
İncelemenin meme ameliyatından en az 6 ay sonra yapılması gerekmektedir. Radyoterapi tedavisi alan hastalarda bu süre tedavi bitiminden 6 ay sonra olarak planlanmalıdır.
Daha Detaylı Bilgi İçin İletişim Sekmesine Bakınız.